30 Eylül 2009 Çarşamba

Nerede yaşıyoruz?


İlk halini özleyen bir izmarit gibi ayaklar altına alınmak mıydı kaderimiz?
Yarınlar bugünlere benzeyerek,acılar insan yüzlerine bürünerek,baki olmayan hayatlarımızı ölümsüzleştirmek miydi bütün çabamız?
Kenarları yırtılmış,sonbahar sarısı fotoğraflardaki yüzlerimizi mi özlüyoruz?
Üstümüzdeki moloz yığınlarından kurtulmaya çalışmak yerine,bu kadar ruhsuz bir şekilde birisinin bize yardım etmesini mi bekliyoruz?

İspatlanmayan kehanetlere inanıp,zamane fikirlere kapılıyoruz.

Maraz doğar diye iyilik de yapamıyoruz başkalarına,faziletimizde geri verdik zaten ödünç almıştık başkalarından.
Dikenlere değilde güle kızıyoruz niye bu kadar güzel diye.

Ölü şehirler,kalpleri atmıyor artık.Çeşit çeşit sokaklar..kimi bozkırlara kimi bataklıklara çıkıyor..Bozkırlarda tek bir ayak izi bile yok,bilin bakalım nerede yaşıyoruz?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder