30 Eylül 2009 Çarşamba

Bilinmez kıymeti özgürlüğün


İki arkadaş yıllar sonra karşılaşır. Arkadaşı diğerine ellerini gösterir.
“ne zamandır titriyor bir türlü engel olamıyorum.”der.
“O ellerin titremesi çok doğal.O eller senin vücudunun bir parçası olmaktan utanıyor çünkü.”
“Nasıl yani”
“Bak en son ne zaman karşılaştık biz seninle .Yıllar önce değil mi?Daha gençtik önümüzde uzun yıllar vardı.Senin ellerin zamanında hırsızı,dolandırıcıyı alkışladı.Sana o kadar anlatmaya çalıştım bir kez bile dinlemedin beni.Sen ve senin gibiler sırf yalakalık olsun,işleriniz bozulmasın diye sustunuz.Başkaları hakkını arayınca,sizin gibi kafasını kuma gömmeyince,hemen o küçücük dünyanızda ezberlediğiniz bütün kötü sıfatları kullanmaya başladınız.Tıpkı birer kum saati gibiydiniz beyniniz boşaldı ama cebiniz doldu.Sizler kitap kokusunu leş kokusuna tercih ettiniz.Gençlerin geleceğini yeşil banknotlara tercih edip,dışarıda yükselen çığlık seslerini size duymanız için bahşedilen kulaklarınızı yurtdışından getirttiğiniz tıpalarla kapadınız.Her konuda yorum yapan o düşük çeneleriniz her hırsızlıkta,dolandırıcılıkta,adam kayırmacılığında sustu.Herhangi bir konu hakkında hiçbir fikriniz olmamasına rağmen hayatı boyunca bilgiye aç olan,araştıran,kitap okuyan insanların canına okudunuz.Siz sadece dürüstlüğün “dürüstlük” şeklinde yazıldığını biliyorsunuz hepsi bu.Tıpkı don kişot gibi aslında var olmayan yel değirmenleri dövüyor sonrada buna cesaret diyorsunuz.Dünya düzenin nasıl işlediğini,ülkelerin nasıl sömürüldüğünü,insanların nasıl köleleştiği hakkında hiçbir fikriniz olmamasına rağmen yıllarını kütüphanelerde geçiren bir tarihçi edasıyla hindi gibi kabaran omuzlarınızla bulunduğunuz ortamlardaki insanların görüşlerine asla karşıt görüş oluşturmayacak yorumlar yaptınız.Yabancıların bölücü emellerine bilerek ve isteyerek alet oldunuz ve başkalarını da alet ettiniz ve kalktınız bunun adına küreselleşme-globalleşme dediniz.Kirli ellerinizle bu temiz toprakları satmaktan hiç çekinmediniz. Seminerlerde yabancıların görüşlerini harfi harfine ezberleyip bu ülke insanlarına dikta etmeye çalıştınız, topraklarımızı peşkeş çektiniz.Geleceğinizi vakıflara,fonlara,hisset senetlerine,yabancı bankalara,yabancı devlet tahvillerine sattınız.Toprağımıza,petrolümüze,madenlerimize,fabrikalarımıza göz diktiler ve siz buna özgürlük dediniz,serbest piyasa ekonomisi dediniz.Şimdi lütfen bana o ellerinin titrediğini söyleyip kendini küçük düşürme."
“Söyleyecek tek bir sözüm bile yok ben sırf günümü kurtarma peşindeydim hepsi bu.”
“Günü kurtarayım derken ülkenin geleceğini sattığını farkına varman için elimden geleni yaptım.”
“Özür dilerim,çok özür dilerim.”
“Benden değil bu ülke insanlarından özür dile.Hem de hepsinden,ömrün ve gücün yeterse tabi.”


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder