30 Eylül 2009 Çarşamba

Hayatı keşfetmek


Okumak...
Her kitap bir dostluğumuzun hikayesi.
Her çağda onlarca arkadaş bulmak kendine,kitapların sonsuz sayfaları içinde
Bize kalbini ardına kadar açan gizli dostlarımızdır kitaplar.Aramıza kimsenin nifak sokamadığı bir dostluk..
Bir mucizedir çağlar öncesinde sizinle aynı düşünceleri paylaşan insanları bilmek ve onların en mahrem sırlarını okumak.Geçmiş zamanlarda yaşayanların hayatlarına misafir olmak onlardan habersiz.Kese kese altınlar döksenizde kitaplara o rafta durmak değil okuyucusu tarafından anlaşılmak ister.Okumak,yazarın keskin kaleminin ustalığıyla büyülenmektir.Yaşlı bir adamın yüzündeki acıyı,kendini rüzgara bırakıp dans eden akasyaları tasvir ederken yazar ,sanki bizde o anda oradaymışız gibi hissederiz.Gerçek zamandan kopup,kitaptaki zamanda yaşarız.


Yazmak...
Düşüncelerimizin kelimelere ve sayfalara dökülmüş hali.
Zaman kavramı yok yazarken.Yazdıklarımızını efendisi yazamadıklarımızın kölesiyiz.
Kalemden kağıda doğru akar düşünceler ve biz sadece onların bu muhteşem buluşmasını izleriz.
Dünya mürekkebimizin ucunda işte.
Zordur bir kalem ve bir kağıttan hayatlar yaratmak kendine.
İster samandan kağıda,ister bir mendile yazmak düşünceleri.
Yazabilmek cesarettir.
Beyninizdeki sis dağılmaya,hayatınızdaki boşluklar dolmaya başlar.
Engin bilgilerede sahip olmak gerekmez bir iki satır karalamak için.


Sanık sandalyesine başkalarını oturtmak yerine kendimiz geçelim bu seferlik.
Sorgulayalım ne kadar okuyoruz,düşünüyoruz ve yazıyoruz?
Zamanın dişlileri arasında ezilmeden harekete geçmeli bir an evvel.
Okumak ve yazmak gerek zaman aleyhimize bu kadar hızlı işlerken.
Gerçi bunları yapmamakla da haksızda değilsiniz hani,düşünmek metelik bile etmezken.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder