30 Eylül 2009 Çarşamba

Hayatımızdaki aynalar


Aynaya bakar gibi hissediyorum kendimi,bulvarların soğuk kaldırımlarında durup insanlara bakarken.
Bir farklılık yaratmaya çalıştıkça herkes daha çok birbirine benziyor sanki.İmkansızı başarmaya çalışarak çok mu budala gözüküyoruz uzaktan bakınca.
Yaralarımızı saklamaya çalıştıkça güneş daha çok parlıyor.
Hekimlerin yazdığı reçeteler iyileştirmiyor bizi.
Yapmacık insanlar arasında zamanımızı geçirmeye başladıkça onlara benziyor düşüncelerimiz,hareketlerimiz.

Kendimizle insan sarrafıyız diye övünürken,sakız oluyoruz kirli ağızlara.
Herşeyi kabulleniyoruz,merak duygumuz yok olmaya başlıyor.
Hayat acı bir tat bırakıyor kuruyan dudaklarımızda.
François Millet'in tabloları gibi sarı tonlar ve hep bir hüzün hakim hayatlarımızda.
Doğuştan kabul edilmiş o derin yalnızlık..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder