30 Eylül 2009 Çarşamba

Bir ruh dört mevsim


Kışın her yer beyazı kuşanır,bu zırhı hiç çıkarmaz üstünden böylece kötülüklerden koru kendini.Talaş gibi ufalanır karlar elimizde.Kardan adamlar yaparız,güneşe yenik düşeceğini bile bile.Buğulu camlara yazdığımız isimlerimiz kalır geriye.Sözlerimizin buharlaşıp havada uçuştuğu,ayak izlerimizin birbirine karıştığı ,gece olup şehir siyaha boyandığında insanların sisin içinde kaybolduğu,sesi özlediğimiz zamanlar.Başkalarının ayak izlerini takip ederek , kendimize hayatlar yaptığımız zamanlar.
Yaprakların tatlı bir turuncuya çaldığı vakittir sonbahar.Biraz matem vardır havasında.Belli belirsiz bir hüzün çöker içimize. Gidenlerin hiç dönmediği bir mevsimdir.Kimi zaman gökyüzünde sadece grinin hakim olduğu,puslu,yağmurlu bir şehrin görüntüsüdür aklımıza düşen.Renkleri çalınmış sokaklarda geçer hayatlarımız.
Oyunlarımızın hiç bitmediği zamandır yaz.Güneşin bütün ihtişamıyla gözlerimizi aldığı zamanlar.Çocukken isli camlardan bakardık güneşe,şimdi güneşe bakacak cesaretimiz kalmadı.Hayatı düşe kalka öğrendiğimiz,dizlerimizin kanadığı,sapanla komşunun camlarını avladığımız ve hep mutlu olduğumuz çocukluk çağlarımız..
Sözlerimin sonu hep bahara vardığı için onu sona sakladım.Dünya güneşle dolarken,yüreğimde umutla dolar bu mevsimde.En güzel yeşillerini giyer,süslenir doğa.Yenilenir,nefes alır ve adet yeniden doğar.Güneşi depolar kendine ,kışa hazırlık için.Ufuk çizgisinde gökyüzü ve deniz birbirine karışır sonsuz mavilik içinde. Sanki kötülükler, tehlikeler bulutların arkasına saklanır gibi gelir bana.Martıların daha güzel şarkı söyler bu mevsimde,hiç sonu gelmez şarkılarının.

Ruhumuzun yerleşik bir hali yoktur.Dört mevsimi yaşar kendi içinde.Hayatımızın terzileriyiz ve kendi söküklerimizi dikmek zorundayız.

Yaşamalıyız bazen bir kaplumbağa hızında hayatı ya da bazen bir beygirin hızında.
Ve yaşamak içindeki o sesi bastırmak değil o sese kulak vermektir.
Sana ahmak diyenlere inat , içindeki sesi dinlemektir doğru olan.
Yıllardır zımparaladığımız düşüncelerimizi gün yüzüne çıkarmaktır.
Ve utanmamaktır düşündüklerinden, kendini kutlayabilmektir bu cesaretin için.

Umut ederiz ki herkesin kendini kutlayabildiği o zamanlar gelir geç olmadan.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder