6 Nisan 2010 Salı

Eller yukarı!


Eksik kalıyor düşüncelerin, zırhını bürünüyorsun herkese karşı. Önüne çıkan herkesi ve her şeyi ezip geçiyorsun, yıkıyorsun. Hep alıyorsun, hiçbir şey vermeden! Metalaştırdığın her şey sana göre sevgiden daha önemli. Hayvanlar ölebilir, öldürülebilir, işkence edilebilir canlılardır senin için. İnsanlarda öyle. Ağaçların gökyüzüne uzanması yerine, keyfin için golf sahasına dönüştürülebilir ya da betonlaşan şehre sende bir tuğla koyabilirsin. Yeşili özlediğin zaman da Washington’lı Franklin’li banknotlarına bakarsın. Ağrıların için bir avuç dolusu hap yutarsın ama düşünce kabızlığına hiç çare aramazsın.


Kendini savunmak için belinle silahla geziyorsun. Bilmiyorsun ki, kelimeler kurşunlardan daha etkilidir, daha çok can yakar. Açım diye bağırıyorsun öğle yemeği saatini kaçırdığın için, dünyada açlığın ne demek olduğunu senden çok daha iyi bilen 800 milyon kişi yaşadığını görmezden geliyorsun. Yere tükürüyorsun sonra da bana doğanın güzelliğinden bahsediyorsun. Ben sana nasıl inanayım söyle?


Hep “namuslu” olduğunu söylüyorsun bana. Ve bununla gurur duyuyorsun. Niye sürekli aynı şeyleri tekrar ediyorsun, kime neyi ispat etmeye çalışıyorsun. Yoksa şüphen mi var kendinden? Sürüden ayrılmak korkutuyor seni. Sesin, sürünün sesine karışsın istiyorsun. Böylelikle fark edilmiyorsun ve kendini güvende hissediyorsun. İhtiyaçların, herkesten önce gelir. Mevcut koşullar içerisinde hep sen sivrilmelisin, herkes senden aşağıda olmalı ve sen onlara yukarıdan bakmalısın.

Sen bir yargıçsın dostum! Yargıladığın kişileri aklının odalarına hapsettin! Kendinden başka kimseye özgürlük tanımıyorsun. Beynindeki bu uğultu, sana bir şeyler anlatmaya çalışmış insanların sesi. Düşmemek için uçurumun kenarına sıkı sıkı tutunan insanlarla nasıl dalga geçtiğini gördüm. Öyle çirkin gülüyordun ki, bakamadım bir daha yüzüne.

Başkalarını aşağılıyorsun, küfür ediyorsun. Çünkü böyle kendini daha iyi hissediyorsun.
Bana başkasının fikirlerini referans gösteriyorsun. Ben senin fikirlerini duymak istiyorum. Sahi hiç senin kendi fikirlerin oldu mu? Kimsenin etkisi kalmadan düşünebildin mi?


Şimdi sen benden saygı bekliyorsun, ben de sana hadi ordan diyorum!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder