"Düşünmek",içi boşaltılan bir eylem oldu son zamanlarda.
Bakıyoruz ama görmüyoruz,okuyoruz ama anlamıyoruz..
Çağımızın en önemli hastalığı, ne H5N1 virüsü, ne de H1N1 virüsüdür.
Düşünememektir enine boyuna hayatı,insanları,kendimizi
Ne yaptığımızı,ne yapacağımızı.
Tesadüfen gördüğünüz bir fotoğraf,duyduğunuz bir müzik,okuduğunuz bir kaç satır, hayatınızda farklılıklar yaratır.
Ne tuhaf değil mi?
Geçmişten günümüze milyarlarca insan yaşamış.
Biz sadece bazılarının ismini biliyoruz.
Düşünenleri,düşünmeyi sevenleri,düşüncelerinden birşeyler üretenleri.
Öyle zamanlar olur ki,yaşayanların ismi hiç anılmazken yüzyıllar öncesinde ölenlerin ismi rahmetle anılır.
Geriye bıraktıkları kalplerde yaşar.
Algıladığımız herşey belli bir zamandan sonra değerini yitiriyor.
İlk heyecan yerini alışkanlığa bırakıyor.
Duyguları,insanları,düşünc
Soru sormaktan çekindiğimiz için, kendimiz cevap vermeye çalışıyoruz bildiğini sandığımız her konuya.
Felsefe,araştırmaktır ve eleştirmektir bir yerde.
Merak etmeyen,sorgulamayan kişi için hayat herşeyi kabul ediştir.
Düşünmeden herşeyi kabul eden insan,üç boyutlu dünyaya tek boyutlu bakmakla yetinir.
Refleksif bir düşünme yöntemini benimsemiş insanlar, soru sormaktan çekinmez,öznel hayata nesnel bir pencereden bakar.
Yukarıda tarif edilen insan modelinden hangisi olmak daha kolay ?
Seçim senin.
Ya herşeyi kendine saklayan,karanlıkta saklanan olacaksın.
Yada herşeyi düşünen,sorgulayan,anlatan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder